17 Eylül 2014 Çarşamba

Eylül yeni başlangıçlar

Hamileliğimde ki gibi buraya duygularımı fazla dökmüyorum dökemiyorum, çünkü bunları seninle birebir paylaşıyorum. O zamanlar sen karnımdayken içimde patlayan duyguları kelimeye dökebiliyordum fakat şimdi seninle her an o kadar yoğun o kadar güzel ki, bunları yazıya dökme ihtiyacı hissetmiyorum benim güzel yavrum.

Ağustos sonu tatil için geçen sene aynı tarihlerde sen karnımdayken gittiğimiz yazlık evimize Çınarcık'a gittik. Sırf sen denize girebilesin diye gittik aslında ne bende ne de babanda bu sene tatil isteği yoktu. Sen suyu o kadar çok seviyorsun ki, denizde veya havuzda ne yapacağını çok merak ediyorduk. Tahmin ettiğimiz gibi bayıldın kuzucum, hava kapalı soğuk demeden soktuk seni ve sen ilk ıslanırken kocaman insanların verdiği tepkiden bile daha az tepki verdin :) Su kuşum benim. Baban seni yüzme pozisyonunda tuttuğunda ayakların ve ellerin yüzme antrenmanı yapar gibiydi, sanki seni bıraksak yüzecektin :) Tabi bırakmadık, insan evladını riske atamıyormuş yavrum. Belki gerçekten yüzecektin ama deneyemedik. Biraz daha büyüyünce yüzersin inşallah.

Çok fazla deniz havuza gidemedik ama hiç de şikayetçi olmadık, seninle 2 hafta doya doya vakit geçirmek harikaydı çünkü, Sen bize biz sana doyduk ;) ama aslında doyulmuyor ki, insan hep birlikte olmak istiyor ama işte hayat şartları anne ve baba çalışmak zorunda kuzucum. Derlerdi uyuduğunda özlüyor insan yavrusunu da insan yaşamadan bilemiyormuş. Sen şimdi erkenden uyuyorsun saat 20:00 gibi ve biz seni çook özlüyoruz kuzucum. Uyku aşamasında biran evvel uyu diye bakıp, uyuduktan sonra da biz ne yapıcaz şimdi diye afallıyoruz. Anne, baba olmak yaşamadan anlaşılabilecek birşey değilmiş. Dilerim sen de bu duyguları tadarsın ve biz de ömrümüz yeter görürüz benim canım evladım.

Evde kaldığımız süre boyunca sen konuşma sesleri çıkarmaya başladın, sinirini belli etmeye başladın ve emeklemek için inanılmaz çaba sarfettin. Olmadığında üzülüyordun ağlıyordun, tekrar tekrar deniyordun. Sanırım bu senin ömrün boyunca böyle devam edecek, elindeki işi başarmadan bırakmayacaksın, denemekten sıkılmayacaksın. Umarım böyle olursun yavrum, çok hırslanıp kendine ve çevrene zarar verme yeter, söz mü :)) Çok tatlısın sen çooook, seni sevmelere doyamıyoruz.

Büyüyorsun, artık bebeklik dönemin geride kalıyor bunu çok net hissedebiliyoruz. Mesela odanı ayırdık 10.08.2014 tarihinde ve sen hiç yadırgamadın, artık odasında takılıp, uyuyacak kıvama geldin. Evini, odanı, eşyalarını Oscar'ı tanıyorsun ve onları özlüyorsun. Bizi anne ve baba olarak daha net biliyorsun ve bizimle olmayı seviyorsun. Seni bırakıp gitmemiz hiç hoşuna gitmiyor :( Ama emin ol, bizim de hiç hoşumuza gitmiyor ama alışmamız lazım canım benim. Eylül ayına kadar sana anneannen baktı, haftada bir gün halan ve diğer gün babanla ben dönüşümlü olarak baktık. Ama artık tam oturmuş bir düzeninin olması için bakıcı ayarlamamız gerekiyordu ve Sevilay teyzenin iş arkadaşının akrabası Nurgül Hanım ile tanıştık ve anlaştık Eylül başında senin bakımınla ilgilenmesi için. O bir hafta anneannen de bulundu yanınızda ama sen kabullenmek istemedin, başka birinin seninle ilgilenmesini. Sonraki hafta yalnız kalınca biraz daha alıştınız birbirinize, ve bizim de gözümüz arkada değildi açıkcası. Bu hafta üçünçü haftanız yavrum, çok şükür bir sıkıntı olmadı henüz ama sanırım sen hala bizden ayrılmayı kabullenemedin, eve gelen yabancının farkındasın. Anneannen ya da halan gibi hissetmiyorsun, işte bu hem çok güzel hem de kötü. Akıllısın yavrum maşallahın var her dediğimizi çok net anlıyorsun, sadece konuşarak ifade edemiyorsun kendini. Ama o da olacak inşallah yakında. 09.09.2014 tarihinde emeklemeyi başardın :) Çoook mutlusun bunu yapabildiğin için değmesinler keyfine, yürütecinle evi geziyorsun artık, küçük çaplı özgürlüğünü ilan ettin :))) Yerim seni ben.

24 Temmuz 2014 Perşembe

ilk dişler :)

Canım nihayet ilk incilerin iki tane alttan kendilerini gösterdiler :) 13 Temmuz da yani henüz 7. ayını bitirmene 1 hafta varken hissettim ben minicik dişini, elimi kemirmeye çalıştığında bir sertlik geldi parmağıma, baktım göremedim. Sonra babana da aynı şeyi yaptırdım o da hissetti. Ve bugün itibariyle daha belirgin görünen iki dişin mevcut ama hala çok belirgin değiller. İki gün evvel parmağıma diş izin bile çıktı kuzum :)

Hala geri geri emekliyorsun sürünme şeklinde, tam 360 derece dönebiliyorsun ama bir türlü ileriye gidemedin, hırslanıyorsun ama olacak bebeğim. Ananen gitmeden sana yürüteç aldı, ama sen onda da geri gidiyorsun :) Adım atma güdüsü yok henüz sende, kendini geri attıkça yürüteç de geriye kayıyor haliyle.

Seni giydirmek iyice zorlaştı, ya ağlıyorsun ya da dönüyorsun. Sabit duramadığın için de epey uzun sürüyor giyinme faslı. Bu aralar havalar çok sıcak bazen sadece bir body ile dolaşıyorsun, bazen de şort giyiyorsun. Gece sürekli yastık değiştiriyorum her uyandığında çünkü kafan çok terliyor, yavrum terin kokmaya bile başladı :)

Ek gıda hala çok serüvenli ilerliyor bizde. İki haftadır tam kahvaltı yapıyorsun bir yumurtanın sarısını tamamen yiyorsun, içine bir küp beyaz peynir, biraz ceviz, biraz da ekmeğinden koyarak hafif sulandırıyoruz. Ama dün ve bugün pek iştahlı değildin. Kahvaltı dışında hala bizim yediğimiz gibi yemek yiyorsun, kabak çorbasına bayıldın, bir de tarhana çok seviyorsun. Yoğurt ve meyveleri canın isterse yiyorsun. Her yemeğe temkinli yaklaşıyorsun önce dudağının ucuyla tadını kontrol ediyorsun sonra beğenirsen ağzını açıyorsun. ama o ağza sokulmaması gereken herşeye kuş misali açıyorsun ağzını.

Salı günü seninle bahçeye çıktık. Piknik örtümüzü serdim yere seni de oturttum ve sen benim küçük sevimli modelim oldun :) Bol bol fotoğraflarını çektim. Bazı kareler güzel oldu gerçekten.










Maşallah kuzucum çok güzel bir bebeksin, inşallah bahtın da en az senin kadar güzel olur. Seni çooooook seviyorum bebeğim.

4 Temmuz 2014 Cuma

6,5 ay bitti bile

Benim bebeğim büyüyor, hem de zamanın nasıl geçtiğini biz anlamadan, sanki hep hayatımızdaymış gibi hep aynıymış gibi, bazen de aa gördün mü ne yaptı diye şaşkınlıklarımızla hep değişim içindeymiş gibi... Sağlıkla büyü yavrum, mutlu, huzurlu ve bizimle büyü..

6,5 ay bitti, bugün doktor kontrolümüz vardı, gelişimin gayet iyi gidiyor çok şükür. Biraz kilo alımın düştü bu da normalmiş, artık eskisi gibi her ay 1kg almayacaksın :) Yoksa nolurdu halimiz şimdiden kollarımız ağrıyor oğluş :)

Yaklaşık bir aydır tek başına oturuyorsun, önceleri sağ elinle destekliyordun kendini ama artık çok şükür tek başına oturuyorsun.2- 2,5 aydır mama sandalyesinde oturuyorsun, biz yemek yerken sen de dahil olmak istiyorsun. Ama hep bizim yediğimiz, baharatlı ve tuzlu yemekleri istiyorsun. Sana özel yaptığım mama ve çorbaları hiç sevmedin. Hakikaten sevilecek gibi de değil, tatsız tuzsuz. Birde bebeklerin tad alma duyusu hemen gelişmez diyorlar, senin baya baya var kuzucum. Ekşiyi çok seviyorsun, geçenlerde limon bile kemirdin. Bizim yiyemediğimiz erik püresini bayıla bayıla yedin. Hem ekşilikten dolayı yüzünü buruşturup kafanı sallıyorsun hem de tekrar istiyorsun. Ek gıdaya yavaş yavaş alışıyoruz, hem sen hem ben. Artık akşam yemeklerinde sofrada senin de tabağın var, yoğurt, çorba ve su :) Çok olmasa da yiyorsun işte, zamanla daha da oturacak çünkü kaşıkla yemeyi seviyorsun oğlum. bugün bardaktan su içtin, pek hoşuna gitti. Bizim gibi davranmak istiyorsun bebek işi mamaları ve formatları çok sevmiyorsun kuzucum.

Artık dönüyorsun, emeklemeye çalışıyorsun. Henüz başarılı olamadın ama daha çook erken zaten ama sanırım sen bu işi de erkenden kıvıracaksın. Oscar'a deli oluyorsun, onu görünce yüzünde gülücekler açıyor, o kadar güzelsiniz ki :)) Oscar'a ulaşmak için hamle yapıyorsun emeklemek için. Zaten sanırım onun sayesinde erken yürüyebilirsin bile :)) Kuyruğuna bayılıyorsun, pusuya yatıp tutmaya çalışıyorsun, tutunca da ayarın yok sıkıyorsun . Zavallı Oski sana çok şükür büyük tepkiler vermiyor, tabi hep kontrol ediyoruz. Ona dokunmak seni çok mutlu ediyor.

Işığa epeydir bayılıyorsun, babacığın seni lambalara kaldırıyor pek mutlu oluyorsun, değmeyin keyfine...
Güneşi sevmiyorsun, o kadar beyazsın ki, gözlerini hiç açamıyorsun. Ama odandaki Güneş Lambanı çok seviyorsun. Babacığın güneş sistemi yapacak odana, biraz ön deneme bir iki top asmıştı lambanın yanına ama sen sürekli gözün havada onlara ulaşmak istedin o nedenle kaldırdık :) Benim yaramazım, tatlı meleğim.

Tek başına vakit geçirebiliyorsun, oyuncaklarınla oynamayı, onları kemirmeyi çok seviyorsun ama uzun süre değil. Yalnız olmak çok da hoşuna giden birşey değil, ama sürekli ilgi de çok hoşuna gitmiyor. Arada kendi başına birşeyler yapmak da istiyorsun. Şimdiden karakterin oluşuyor, şekilleniyor bebeğim.

Gece uykusuna daha kolay geçiyorsun artık ama hala kesintisiz uyumuyorsun, yeni bebek gibi 2-3 saatte bir kalkıp emiyorsun, tabi bu arada ben sürekli uykusuz kalıyorum :)) Sabah 06:30- 07:00-07:30 bazen 05:30 uyanıp güne erkenden başlıyorsun, genelde yatakta oyun oynuyorsun, yanımızda ama ben uyuklarsam da mutsuz oluyorsun hemen tepki veriyorsun. Tek başına uykuya geçemiyorsun hala, çook uykun olsa da uykuya geçişine yardım etmek gerekiyor. Ama bunu iki gün önce kırdın, mama sandalyende uyuya kaldın ilk defa, çok tatlıydın kuzucum :)




















yazamayan anne büyüyen yavru :)

Zaman o kadar hızlı ilerliyor ki, takip etmekte zorlanıyoruz yavrucum seni :)
Büyüyorsun, huyun-suyun değişiyor, isteklerin ve istemediklerin, belli bir karakterin oluşmaya başlıyor, bazense anın anını tutmuyor :) Tam düzen oluşturduk derken hoop tekrar başa dönüyoruz, düzen mi o da ne? Teoman Ege'nin kendi düzeni var, canı nasıl isterse :))

Sevginin tarifi yok oğluşum, ne bende ne de babanda, hayatımızın merkezi oluverdin, sen oldun tüm konuların başlangıcı hep seni konuşur olduk :) Çok güzelsin bebeğim, hayatımızın güzelliğisin seni çoook seviyoruz.
miniciksin burada :) 18.01.2014 

Ben hamilelikte seni beklerken ki anı tutma performansını ne yazık ki sen dünyamıza geldikten sonra göstermedim, çok üzgünüm :( İster vakitsizlik de, ister tembellik de, ister seni anlatmanın tarifsizliği de ne dersen de, yazamıyorum kuzucum. Ama sen bana en yüce duyguları, en yoğun duyguları yaşatıyorsun bunun tarifi yok işte oğlum.

Aklımdayken unutmadan 1 Ocakta düştü göbeğin (ODTÜ ye atıcaz göbek bağını hala duruyor evde), ilk banyonu 2 Ocak'ta yaptın :) Pek sevmedin suyu, zaten dünyaya alışamadın hazırlıksız geldiğin için :) Çok korkmuştum suyu sevmeyeceksin diye ama şimdi çok şükür bayılıyorsun suya, yüzünde gülücükler açıyor duşa girerken :) 3,5 aylıktan itibaren küvetinde yıkamıyoruz seni, sığamadığın için artık bizimle kucağımızda banyo yapıyorsun ve buna bayılıyorsun kuzucum. Fıskiyeden akan suyu tutmaya çalışıyorsun zıpırım benim :) Seni ilk defa 2 aylıkken tek başıma yıkadım, o zaman da hiç ağlamadın, anneni hiç üzmedin yavrucum. Sen halden anlayan bir çocuk olacaksın inşallah.

8 Şubatta mevlüdün yapıldı, uslu uslu durdun hiç ağlamadın bebeğim. Beni çok şükür zor zamanlarda hiç üzmedin sen :)) Allah kabul etsin çok güzel oldu mevlüdün, bak aşağıda birkaç fotoğraf var o güne ait.












Biz mevlüdden sonra bir hafta daha kaldık Karabük'te, ama babacığın çok özledi dayanamadı hasretimize, bak bu da kavuşma anı :)




Senin evdeki kusmuklu bodylerini koklamış biz yokken, babacığının burnunda tütmüşsün yavrum, gözleri doldu seni görünce :) Ben bayılıyorum sizi böyle görmeye, hep böyle sarmaş dolaş, sevgiyle kalın inşallah...

Ben şimdi böyle hop oradan hop buradan yazıyorum ama bunları yazmadan güncel yazılarıma başlayamıyorum ondan kuzucum :) Bunları da gör bil burada daha derli toplu bir şekilde...


28 Nisan 2014 Pazartesi

benim minik meleğim

Yavrucum, biriciğim, kıymetlim iyi ki geldin, iyi ki bizi seçtin anne baba olarak.

Seni çooooooooooooook seviyorum meleğim

5 Nisan 2014 Cumartesi

19.12.2013 minik mucizemiz kucağımda

Çook uzun zaman oldu ama fırsatım da olmadı yazabilmek için. Bu hafta işe başladım ve bu ilk cumartesi günüm, o nedenle şimdi yazabiliyorum oğluşum :)

Normal doğum yapmayı çok istemiştim, onu tecrübe edebilmeyi seni içimden iterek çıkarmayı, o ayrılık acısının verdiği sancıyı yaşamayı ama olmadı. Böylesi daha hayırlıydı demek ki. Sen kocaman bir tosun olma yolunda zaten hızla ilerliyordun ve normal doğum için riskli bir boyuta geldiğin için 38+3 de sezeryanla ile dünyamıza geldin. Son gittiğimiz doktor kontrolümüzde, doktor eğer normal doğum istiyorsam 17 Aralıkta suni sancı ile doğumu başlatmayı önerdi, senin kendiliğinden doğacağın günü beklersek sen daha da büyüyecektin ve bu doğumu ikimiz açısından da tehlikeye sokacaktı. Öncelikle seni hiçbir riskin içine atamayacağımız için düşündük ve kabul ettik babacığınla. Korkuyordum suni sancı nasıl birşey olacaktı, birde senin kendi geleceğin tarih değil de bizim seçtiğimiz tarihte doğacaktın, doğru mu olacaktı bu gibi sürekli düşünceler kemiriyordu beynimi ama akışına bırakmaya doktorumuza güvenmeyi tercih ettik.

Neyse yavrum 17 Aralıkta sabah erkenden cümbür cemaat gittik hastaneye, doktor yine kontrol etti ve suni sancı verseler bile senin henüz gelmeye niyetin olmadığı için doğum normal yoldan gerçekleşmeyebilirdi ve sonrasında sezeryana dönüş olabilirdi. Bu da sıkıntı yaratabileceğinden dolayı 19 Aralık  Perşembe günü seni sabahtan sezeryan ile almayı öngördü ve biz de yine kabul ettik. Ben o gün seninle buluşacağımızı düşündüğüm için biraz hayal kırıklığına uğradım tabi ama iki güncük beklemek de çok zor olmayacaktı esasında, yine hayırlısı dedik.
doğuma giderken :)

Doğum gecesi uyku tutmayan ben, hem heyecan, hem korku, hem seni görmenin nasıl olacağını düşünmek, hem mutluluk hem tatlı telaştan sabahı zor ettim :) Gece duş alıp yatmıştım, saçlarımı sarmıştım seni güzel karşılamak için. Sabah ta abdestimi aldıktan sonra makyajımı yapıp tüm ev halkı çıktık yola. Babanla ben de heyecan dorukta. Boynunda asılı olan kamerayı evde unuttu babacığın bu telaşla :) Ben de hastanede tutturdum kocamsız doğurmam diye :)

Odamız hazırlanamadığı için gözlem odasında hazırladılar beni ameliyata, damar yolunu açtılar, ben çok farklı hissediyordum varla yok arası boşluk gibi, ameliyattan korkuyordum, anesteziden korkuyordum, ama sonucunda sana kavuşacağım için bu korkular çok farklı oldu bünyemde, sarhoş gibiydim :))) Beni tam sedyeye aldılar, ben kocam olmadan doğuma gitmek istemiyorum derken, baban seslendi içerden geldim ben diye. Nasıl mutlu oldum, nasıl rahatladım anlatamam. Onun varlığı beni inanılmaz rahatlattı, tam da istediğimiz gibi birlikte başlattığımız bu serüveni, birlikte sonlandırıp karşılayacaktık seni.

Beni aldılar ameliyathaneye, spinal anestezi ile doğuma hazırladılar. Ben telaştan çeneme vurmuş vaziyette herkese laf atıyordum, bana müzik açın, benim elimi tutun, uyuştuğunu nasıl anlayacağız gibi konuşmalar eşliğinde artık ben hazır olduğumda babanı aldılar içeriye. Hemen yanıbaşıma oturdu elimi tuttu sıkıca, biz birbirimize bakarken doktor başladı seni çıkarma işlemine :)) Yavrum yaaa, sarhoş gibiydim, bir rüyanın içindeydim sanki, herşey hem çok normal hem de çok acayip geliyordu. Hem çok güçlü hem de çok zayıf hissediyordum çok farklıydım. Ve işte o beklenen an, anestezi uzmanı önce kaburgalarında bir baskı hissedeceksin sonra bebeğinin sesini duyacaksın dedikten hemen sonra, bir ah çektirdiler bana o kuvvetle ve senin o muhteşem güçlü sesin...  saat 08:18 İşte o an herşey değişti, sen ilk aldığın nefesin verdiği acıyla ağlıyordun, ben seni görmek istiyordum bir an evvel. Muhteşemdi, oğlumu istiyorum görmek istiyorum diyordum sadece. Babacığın hemen senin yanına gitti, ilk o gördü seni, sana oğlum diye seslendiğinde sen sustun yavrum, o sevdiğin sana huzur veren sesi duymak rahatlatmıştı seni bizim biriciğimiz.

Sonra yanıma getirdiler seni, yaa muhteşemdin, inanılmaz tatlı bir bebektin ve bizimdin, rüya gibi :)

heyecanla beklerken, bu arada operasyon başlamıştı :)
nasıl güzel bir an bu :)
ilk buluşma yavrum benim
Seni aldılar tekrar odaya çıkarmak üzere götürdüler baban biraz benimle kaldı ve o da çıktı sonrasında. Benim işim biran evvel bitsin beni de senin yanına götürsünler diye sabırsızlanmaya başlamıştım. Yine herkese laf atmaya başladım, hadi ama bebeğimi görmek istiyorum, çıkarın beni odama, gitmek istiyorum diye :)) Birde müthiş bir titreme vardı vücudumda, üşümüyordum ama senden ayrılmak sarsmıştı belli ki beni ve kontrol edemeyeceğim şekilde titriyordum. Neyse ki beni birileri aldı ve senin yanına odaya çıkarmaya geldi, çook heyecanlıydım ben. Muhteşem minik mucizemi kucağıma alacaktım, koklayacaktım. Yavrum benim, beni yatağıma yatırdılar, külçe gibi olan belden aşağısını hiç hissetmeyen bedenimi hoop kaldırıp koydular yatağıma. Sonrasında da sen geldin babanla birlikte odaya, o mis kokunla birlikte :)

O kadar çok istediğimiz yavrumuz, birtanemiz, bizim yakışıklı oğluşumuz artık sen bizimle birliteydin işte, şükürler olsun ki sağlıkla nur topu gibi geldin mutluluk verdin bize.


seni ilk kucaklayışım, ellerim titriyordu bebeğim



Resim yazısı ekle


mutluyuz, ilk aile fotoğrafımız :)





mis kokulummmmm