3 Haziran 2015 Çarşamba

Seni hep bal böceğim diye sevdim de bu kadar bal olacağını bilemedim

Benim tatlı yavrum, zaman çok hızlı geçiyor ve ben güya her aşamanı buraya yazacaktım ileride sen oku diye ama olmadı. İster tembellik de, ister vazgeçmek de ama işin aslı bu duyguları yazıya dökmek çoook zor inan bana. Birde sen şimdi yanımızdasın, bizimlesin ya, duygularımızı sana hissettirmek gibi olmuyor yazmak.

Büyüyorsun yavrum, hem de çok keyifli büyüyorsun. Senin bu gelişimini görmek bizi çok mutlu ediyor ve şaşkınlıkla izliyoruz. O kadar sistematik ki herşey, zamanında gözlemleyerek yaptığın birikimleri bir anda ortaya döküyorsun ve biz ağzı açık aaa bak gördün mü ne yaptı şeklinde izliyoruz.

Şu ara sayıları öğreniyorsun, çok meraklısın. Ama ingilizce öğreniyorsun ve duydukça gülüyorsun çok hoşuna gidiyor. Uyurken, uyandığında tiuu, eiyt, nayn, tin, mın, payf, tili diye mırıldanıyorsun ya kendi kendine hastasıyız. Bir insan evladı bu kadar mı güzel two der, o dudaklar uzuyor büzülüyor ve biz kendimizi zor tutuyoruz seni ısırmamak için.

Kitap okumayı çok seviyorsun hala, umarım böyle de devam eder. Küçük bir kütüphanen bile var ve okunacak kitabı kendin seçiyorsun sıpa :) Kitapların ismini söyleyince biliyorsun hangisi olduğunu, onu eline alıyorsun. Resimlerine bakıp, çevrendeki eşyalarla eşleştiriyorsun. Saatlere bayılıyorsun 2 aydır. Nerede görsen saaat diyerek gösteriyorsun ve kikirdiyorsun. Epey bir zamandır güneş sistemine meraklısın, babanın senin için resmettiği güneş sistemine gidip gelip, danyaa diye gösteriyorsun :) Tabi uzunca bir süre bütün yuvarlak cisimler senin için birer danyaa idi :) Bunda babanın odanın tavanı için toplardan hazırladığı gezegenlerin de etkisi büyük.

Bugünlerdeki en sevdiğin şey de şapkan ve şapkalar :) Evde bile böyle dolanan minik bir bal böceğisin sen, çok çok çok çoooooook tatlısın benim güzel yavrum