23 Şubat 2013 Cumartesi

Şöyle bir bakayım dedim, ne yapmışım ne etmişim diye. Alttaki yazıyı yazalı epey olmuş sanırım tarih 14 Aralık'tı (Özge lerin geldiği tarih tabi) üzerinden 2 ay geçmiş kafadan :) Bende yeni görüp yayınlayıverdim arada kaynamasın diye.

Sıkılıyorum ben günlük, öyle bişi yapmadan geçiyor bol tembellikle günler. Birde böyle devrik cümleler kurmadan anlatabilsem daha şık olacak ama...

Her ay yine mi olmadı stresinden sıkıldım ben, artık ben de istiyorum anne olmak :( normalde stres yapmazdım belki ama periyotlarım o kadar değişti ki, gecikmeyen döngü gecikip sürekli acaba mı düşüncesini oluşturuyor. Birde eskiden de mi böyleydi hiç hatırlamıyorum ama artık adet günü gelmeden 10 ya da 13 gün önce adet belirtileri başlıyor. Ne oluyor bana? Bunlar olurken de oturup akışına bırakayım olamıyor işte :(

Gel artık hadi bak özlemle bekliyoruz biz seni bebeğim.  Senin için ve bizim için en doğru zamanda gel

nerede kalmıştık? diye başlayıp taslakta bırakmışım :)

Bir heves başladığım günlük tutmaya epey ara verdim saldım biliyorum. Ben hep böyleyim zaten, önce çok heves edip çok hızlı giriş yaparım her olaya, sonrasında bir bakmışsın ki Tuğba yok ortalıkta, tam bir maymun iştahlı gıcık bir bireyim. Sevmiyorum bu huyumu ama değişmiyor da işte, 7sinde ne ise 70 de de o hesap.

Neyse neler yaptım bu zaman zarfında aslında çok da bişi yapmadım işler güçler dışında. İşler son sürat devam ediyor ve ben gerçekten hırpalıyorum kendimi, ama sonucu güzel olacak biliyorum :)

Bu arada Tubitak projemiz onaylandı, bu aralar faks gelmesini bekliyoruz Tubitaktan tam onayı belirten. O da  geldiğinde tam anlamıyla onaylanmış bir proje olacak :)

Haftasonu Özge ile Murat vardı, rakı balık yapıcam gelin siz diye kandırıp balık ayıklamaktan böö geldi :( Neymiş efendim balıkçılar küçük balıkları ayıklayamazmış, 1,5kg hamsi 1,5kg mezgit ayıkladı kocam kolay mı, artık epey balık görmek istemiyor :) Ben yine denedim yine beceremedim ya ben balığın kafasını koparamıyorum arkadaş, içi temizlenmiş balığın kılçığını çıkarabiliyorum ama kafa koparmak bana göre değil, içim tuhaf oluyor :( kıyamıyorum ölmüş balığa, yerken sorun yok ama :) tuhaf bir ironi içerisindeyim. Güzel bir akşamdı lakin hiç foto çekmeyerek kendimi tebrik ediyorum günlük.

Kahvaltıya kalmadan gittiler pazar sabahı, bizde sayelerinde epey erken kalkmış olduk koca gün bizimdi. Güne güzel bir kahvaltı ile başladık, ben ilk defa belki de krep yaptım tam hatırlamıyorum :))) o nasıl oluyorsa :) Son kepçe krepi kocacım yapmak iste işte sonuç;


Ben bayıldım bu süslü krep kediye, yesem mi yemesem mi diye düşündüm :) tabi ki yedim :)

Sonrasında dışarı çıkalım dedik, kocacım elinde kamera hadi yürü ben çekicem dedi :) Birkaç yerde ben yürüdüm o çekti :) Kameralara karşı doğal olamıyorum bir gülmedir alıyor beni, yapacak bişi yok bende böyleyim. Bizim bahçede başlayan çekim, hergün kullandığımız yolda devam edip Tunalı da son buldu. Hava bildiğin buzdu be günlük, hissedilen -5C imiş, totom dondu bildiğin. Tunalıda hemen soğuktan sığınmak için Cviz e girdik ama farkettik ki bize göre değil, evden çıkıp biryerlerde oturmak boş boş, biz ev insanıyız. Niye geldik ki buraya deyip, birer salep ve tatlı tabağı sonrası koşarcasına evimize gittik.



Dün ilk kar yağdı, aslında daha evvel de yağmıştı ama bizim oraya gelmemişti o esinti. Dün bahçemiz bu şekildeydi sabah kalktığımızda;


Havalar soğudu malum Oscar ile büyük aşk yaşıyoruz, bensiz yatmıyor neredeyse, üşüdüğü için  beni kullanıyor sıpa;

Böyle yattık

bu şekilde ve,

bu şekilde uyandık :)
Sarmaş dolaş yatıp, bozmadan aynı şekilde uyanmak ikimizin de marifeti :)